Post by Admin on Oct 7, 2014 13:24:35 GMT
Hz. Beşir, Medineliydi. İkinci Akabe Biatı’na katılmış, her türlü tehlikeye karşı Resûlullah’ı koruyacağına dair orada söz vermişti. Hayatı boyunca bu sözüne sadık kaldı. Resûlullah ile birlikte başta Bedir olmak üzere bütün savaşlara iştirak etti.
Hz. Beşir, büyük sahabi Abdullah bin Revâha’nın (r.a.) kız kardeşiyle evliydi.
Hendek Savaşı’nda hanımı kızına bir miktar hurma vererek, “Bunu babana ve dayın Abdullah’a götür.” demişti. Kız Resûlullah’ın yanından geçerken Peygamberimiz (a.s.m.), “Kızım, yanındaki nedir?” diye sormuştu. Bundan sonrasını Hz. Beşir’in kızı şöyle anlatıyor:
“Yanımdaki hurmadır, yâ Resûlallah; annem, babamla dayıma gönderdi, dedim. ‘Onu bana ver.’ buyurdu. Ben de hurmaları iki avucuna döktüm. Avuçlarını bile doldurmamıştı. Sonra bir bez istedi. Bezi getirdiler ve yere serdiler. Resûlullah (a.s.m.) hurmaları bezin üzerine dağıttı. Sonra da yanında bulunanlara ‘Kumanyaya geliniz.’ buyurdu. Orada bulunanların hepsi yediği hâlde hurma artmıştı. Bu mucizeyi gören sahabilerin maneviyatı arttı.”
Beşir bin Sa’d’ın kumandan olarak iştirak ettiği küçük çapta seriyyeler de oldu. Bir defasında Peygamberimizin emri üzerine Mürre kabilesi üzerine yürüdü. Bu seriyyede yaralandı. Başka bir sefer de Gatafan kabilesinin Müslümanlara saldıracağını haber almıştı. Beşir bin Sa’d kumandasında 300 kişilik bir birlik hazırlandı. Gatafanlılar bunu haber alınca kaçtılar. Beşir bin Sa’d (r.a.), onların yurduna girdi. Pek çok ganimet ele geçirdiler. İki kişiyi de esir alarak Medine’ye döndüler. Bu iki esir sonradan Müslüman oldu. Peygamberimiz, Hz. Beşir’in bu başarısını tebrik etti, ona iltifatta bulundu.
Hz. Beşir zaman zaman Resûlullah’a sualler sorardı. Bir defasında şöyle bir sual sordu:
“Yâ Resûlallah! Cenâb-ı Hak bize, senin üzerine salavat getirmemizi emretti. Acaba sana nasıl salavat getireceğiz?”
Peygamberimiz bir müddet sükût etti. Cevap vermedi. Bunun üzerine sahabiler, Hz. Beşir’e karşı hoşnutsuzluklarını belirttiler. “Keşke bunu sormasaydı!” diye düşündüler. Fakat biraz sonra Peygamberimiz “Salli ve Bârik” dualarını okudu ve böyle salavat getirmelerini istedi. Böylece Hz. Beşir’in suali üzerine, Resûlullah’a nasıl salavat getireceğimizi öğrenmiş olduk.[1]
______________________________________
[1]Tabakât, 3: 531; Müslim, Salât: 65.
Hz. Beşir, büyük sahabi Abdullah bin Revâha’nın (r.a.) kız kardeşiyle evliydi.
Hendek Savaşı’nda hanımı kızına bir miktar hurma vererek, “Bunu babana ve dayın Abdullah’a götür.” demişti. Kız Resûlullah’ın yanından geçerken Peygamberimiz (a.s.m.), “Kızım, yanındaki nedir?” diye sormuştu. Bundan sonrasını Hz. Beşir’in kızı şöyle anlatıyor:
“Yanımdaki hurmadır, yâ Resûlallah; annem, babamla dayıma gönderdi, dedim. ‘Onu bana ver.’ buyurdu. Ben de hurmaları iki avucuna döktüm. Avuçlarını bile doldurmamıştı. Sonra bir bez istedi. Bezi getirdiler ve yere serdiler. Resûlullah (a.s.m.) hurmaları bezin üzerine dağıttı. Sonra da yanında bulunanlara ‘Kumanyaya geliniz.’ buyurdu. Orada bulunanların hepsi yediği hâlde hurma artmıştı. Bu mucizeyi gören sahabilerin maneviyatı arttı.”
Beşir bin Sa’d’ın kumandan olarak iştirak ettiği küçük çapta seriyyeler de oldu. Bir defasında Peygamberimizin emri üzerine Mürre kabilesi üzerine yürüdü. Bu seriyyede yaralandı. Başka bir sefer de Gatafan kabilesinin Müslümanlara saldıracağını haber almıştı. Beşir bin Sa’d kumandasında 300 kişilik bir birlik hazırlandı. Gatafanlılar bunu haber alınca kaçtılar. Beşir bin Sa’d (r.a.), onların yurduna girdi. Pek çok ganimet ele geçirdiler. İki kişiyi de esir alarak Medine’ye döndüler. Bu iki esir sonradan Müslüman oldu. Peygamberimiz, Hz. Beşir’in bu başarısını tebrik etti, ona iltifatta bulundu.
Hz. Beşir zaman zaman Resûlullah’a sualler sorardı. Bir defasında şöyle bir sual sordu:
“Yâ Resûlallah! Cenâb-ı Hak bize, senin üzerine salavat getirmemizi emretti. Acaba sana nasıl salavat getireceğiz?”
Peygamberimiz bir müddet sükût etti. Cevap vermedi. Bunun üzerine sahabiler, Hz. Beşir’e karşı hoşnutsuzluklarını belirttiler. “Keşke bunu sormasaydı!” diye düşündüler. Fakat biraz sonra Peygamberimiz “Salli ve Bârik” dualarını okudu ve böyle salavat getirmelerini istedi. Böylece Hz. Beşir’in suali üzerine, Resûlullah’a nasıl salavat getireceğimizi öğrenmiş olduk.[1]
______________________________________
[1]Tabakât, 3: 531; Müslim, Salât: 65.